“Şeriata düşmanlık dinin bizatihi kendisine husumettir. "
"Türk demek, aynı zamanda Müslüman demektir”
"Şeriat eşittir İslamiyettir."
"Laikliği savunanlar “lümpen faşist”lerdir."
ifadeleri aslı astarı olmayan zırvalıklardır.
Bu ülkeye yapılabilecek büyük bir kötülük laikliğin hiçe sayılmasıdır.
"Birilerinin amacı Türkiye’de ortaçağ gericiliğini geçerli kılmaksa bilsinler ki biz yurtsever devrimciler ve gerçek Cumhuriyetçiler, anayasal düzeni ve hukuk devletini savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz!" Zülal Kalkandelen
Her kelimesine katılıyorum.
Laikliğin 5 Şubat 1937 de Anayasamıza girişişinin 87. Yılı kutlu olsun.
"Büyük Atatürk'ün eşsiz dehası ve ileri görüşlülüğü sayesinde, çağdaş demokratik açılımları mümkün kılacak dinamik bir yapıda kurulan Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
10 Nisan 1928 tarihinde Anayasada yapılan değişiklik ile de, Türkiye'nin gerek yönetimde, gerekse toplumsal hayatta çağdaş bir yapıya kavuşturulması yolunda önemli bir adım daha atılmıştır.
1937 yılında ise, laiklik, devletimizin değiştirilmez bir temel niteliği olarak Anayasaya girmiş; böylece Türk halkı laikliği bir siyasal hayat ilkesi olarak benimsemiş ve yaşatmıştır.
Laik Cumhuriyet, sadece dinle devlet işlerini ayırmamış, tüm vatandaşlarımızın temel hakları olan din ve vicdan hürriyetini en iyi şekilde kullanmaları ve ibadetlerini serbestçe yerine getirebilmeleri için çok önemli bir ortamı da yaratmıştır. Laiklik, din ve vicdan hürriyetinin şemsiyesi olduğu gibi, toplumsal barışın da en önemli şartıdır.
Büyük Atatürk'ün millet iradesine dayanarak kurduğu, ülkemizi bugünlere getiren laik, demokratik Cumhuriyet, Türk halkının geleceğinin de teminatıdır.
Türk halkı, çağdaşlık iddiasından hiçbir zaman vazgeçmeyecek ,demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.
Esma Müjgan Çelikkol/5.02.2024