Gazetecilik bi' zamanlar gerçekten özgürlüğün, doğruların peşinde koşan bir meslekmiş. Ama şimdi işte, o kutsal meslek bile yamuk yumuk olmuş, yani itibarsızlaşmış, çürümüş.
Paranın ve iktidarın kral olduğu bir dünyada, kalemler de artık satılık mal olmuş.
Vay be, gerçekten utanç verici. Gerçekler kaybolmuş,Harama uzanan eller daha çok uzar, doğruları yazanlar bir bir kaybolur olmuş.
Hadi biraz Balıkesir'e geri dönelim sizleri sıkmadan...
Önümüzde bir yerel seçim var. Kimine göre Yılmaz kimine göre Akın kazanacak...
Kimin kazanacağından ziyade kim kaybedecek! Bu daha önemli....
Yıllardır bulaşmadıkları pislik kalmayanlar diken üstünde kurdukları saltanatları yıkılmasın diye her yolu deniyorlar..
Kim mi bunlar ?
Kralın Yaveri ve Kralın soytarıları!
Size bir masal anlatayım hadi...
Bir Saray düşünün Kral’ın Yaveri ve Soytarısı bir HACI denen iblise neden MİLYONLARCA LİRA para verir ? Hemi de bir şey yazmasın diye ?
Masalı yazan düşünür.... "Yoksa ters giden bir şeyler mi var KRAL... "der...
Bu masalda Kralın Yaveri HACI’YA bu kadar para verince, Diğer iblisler sıraya girer HACI’YA verdin bana da ver diye, Eline belgeyi alan Yaverin kapısında soluğu alır ve der ki sen şu Uzaklardaki Arazi işlerinde üç kağıt yaptın bana da bir şeyler ver der ve, Kralın yaveri bu duruma çok kızar ama yapacak bir şey yok deyip o iblise de ÜÇ BEŞ bir şeyler verir ve oh be tam kurtulduk derken, Sarayın ihtiyaçlarını karşılayan tüccar kapıda belirir efendim benim neyim eksik bende de bir sürü belge bilgi var der O’da yolunu bulur tam kahvesinden bir yudum alacakken,Sarayın kapısında bir AVCI belirir AVCI derki "bana AV olmayan ceylan size de olmasın" Kral onu pek ciddiye almasa da AVCI'NIN elinde güçlü silahlar vardır KRAL yaverine buna dikkat edin diye söyler.AVCI’YA tehditler,vaatler sunulur ama AVCI bir süre direnir AVCI bir o düşman, bir bu düşman kapı kapı gezdikten sonra bakar ki KRAL güçlü çaresizce KRAL’A teslim olur.
KRAL ve YAVER galip geldik diye sevinirken DELİNİN biri çıka gelir.
Gerçekleri tek tek anlattıktan sonra Yaver derki bizim iş yaptığımız 164 TANE tüccar var biri gider biri gelir. DELİ çayından birkaç yudum aldıktan sonra hiçbir şey söylemeden SARAY’I terk eder, SARAY’IN kapısından çıkarken ben bu SARAY’I sizin başınıza yıkarım diye yemin eder ve yola düşer.Davasına inanacak insanlar aramaya başlar.DELİ SARAY’IN içinden güvendiği birkaç kişiyi yanına alır ve yola koyulur.KRAL ve SOYTARILARI bütün problemleri çözdüğüne inanmış bir şekilde kibriyle Sarayında saltanat sürer ama DELİ o kadar iyi bir plan yapmıştır ki. KRAL’DA YAVERİ’DE SOYTARILARI’DA masalın sonunu bilmiyordur.
Şimdi bu masal’da DELİ ne yapar ne eder bilmiyoruz. O yüzden geri kalanı sizin hayâl gücünüze bırakıyorum.
BİR DELİ SUYA TAŞ ATTIĞINDA NEDEN ATTIN DEMEZLER,NEDEN ATTIRDIN DERLER KRAL!
Yolu pis olanin sonuda pistir. Zamanları doldu montajcıların.
Hacı denen iblisi tanıdım ama digerleri kim? Hacıya bi gün gerekeni biri yapacak derken siz yazdınız helal olsun.